Toplu İş Hukuku, işçilerin ve işverenlerin kolektif düzeydeki ilişkilerini düzenler ve endüstriyel demokrasinin temelini oluşturur.
Giriş
Bu alanın temel aktörleri sendikalar ve işveren sendikalarıdır. Anayasa ile güvence altına alınan sendika kurma hakkı, çalışanların ekonomik ve sosyal haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla bir araya gelerek örgütlenmelerini sağlar. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, sendikaların kuruluşu, işleyişi, faaliyetleri ve sona ermesi gibi konuları düzenler. Sendika üyeliği ve sendikal faaliyetler nedeniyle işçilerin işten çıkarılması veya ayrımcılığa uğraması kesinlikle yasaktır (sendikal tazminat).
Toplu İş Hukuku’nun en önemli aracı Toplu İş Sözleşmesi (TİS)’dir. TİS, işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri düzenlemek amacıyla yapılan yazılı bir sözleşmedir. TİS, bireysel iş sözleşmelerinin üzerinde yer alan, daha koruyucu ve standart belirleyici bir çerçeve sunar. İçeriğinde genellikle ücret artışları, sosyal yardımlar, çalışma saatleri, yıllık izin süreleri, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri gibi konular yer alır. TİS’in amacı, çalışma koşullarını tek tipleştirmek ve işçiler lehine asgari standartlar oluşturmaktır. TİS’in hükümleri, sözleşmenin tarafı olan sendikanın üyesi olan işçilere uygulanır. Ancak, TİS’in “teşmil” yoluyla Cumhurbaşkanı kararıyla aynı işkolundaki diğer işyerlerine de genişletilmesi mümkündür.

Toplu pazarlık süreci, tarafların anlaşamaması durumunda uyuşmazlıkla sonuçlanabilir. Bu durumda, endüstriyel eylem hakları olan grev ve lokavt gündeme gelir.
Grev: İşçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak veya bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarıdır. Grev, işçilerin toplu pazarlık sürecindeki en güçlü baskı aracıdır ve anayasal bir haktır. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi için kanunda öngörülen prosedürlerin (arabuluculuk vb.) tamamlanmış olması ve grevin kanuni olması gerekir. Kanun dışı grev, hem işçiler hem de sendika için ciddi hukuki sonuçlar doğurur.
Lokavt: İşyerinde faaliyetin tamamen durmasına neden olacak şekilde, işveren veya işveren sendikası tarafından kendi kararıyla veya bir kuruluşun verdiği karara uyarak, işçilerin topluca işten uzaklaştırılmasıdır. Lokavt, işverenin greve karşı kullanabildiği bir karşı baskı aracıdır.
Toplu İş Hukuku, bireysel düzeyde güçsüz olan işçinin, kolektif örgütlenme yoluyla işveren karşısında pazarlık gücünü dengelemesini sağlar. Bu denge, endüstriyel barışın ve sosyal adaletin sağlanmasında kilit rol oynar.